Hava Durumu

Uşak Arabuluculuk Merkezi Kurucu Başkanı Avukat Özkan Saruhan İşvereni uyardı!.

Saruhan "Mücbir yani zorlayıcı sebeple de olsa İşçi çıkarmak hukuken "SON ÇARE" olarak değerlendirilir. İşverenin öncesinde yapması gereken, fazla çalışmayı kaldırma, kısa çalışma yada yarım çalışma yapma gibi diğer yöntemleri uygulaması gerekmektedir.Aksi halde işçiye hukuken dava yolu açılır" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 04.04.2020 01:18
Haber Güncellenme Tarihi: 04.04.2020 01:18
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.medyaturktv.com/
Uşak Arabuluculuk Merkezi Kurucu Başkanı Avukat Özkan Saruhan İşvereni uyardı!.

Koronavirüs nedeniyle ülkemizde yaşanan iş kaybı ve işten çıkarmalarla karşı karşıya kalan çalışanlar işsizlikle de mücadele ederken bu nedenle doğan mağduriyetlerini sosyal medya hesaplarında paylaşarak dile getirdiler. Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın azami derecede önlem ve tedbir almasına rağmen işsizlikle de karşı karşıya kalan çalışanlar işveren tarafından mağdur edildiklerini,çoğu çalıştığı yerde 6 ayı dolduramadığı için işsizlik parasından da yoksun kaldığını belirtiyor. Diğer taraftan fabrikasını veya işletmesini kapatarak, ticari faaliyetini Koronavirüs tehlikesi geçene kadar durdurma kararı alan işverense, yaşadığı iş kaybını ve zararını nasıl kapatacağını düşünürken işçisiyle ya da çalışanıyla da karşı karşıya gelmenin tedirginliğini yaşıyor!.  
Uşak Arabuluculuk Merkezi  Başkanı Avukat Özkan Saruhan İşçi-Çalışan ve İşveren'in bu süreçte hukuken nasıl davranması gerektiğini belirtirken işçi-çalışan ve İşverenin haklarının neler olduğunu,bu süreçte her iki tarafın nasıl davranması gerektiğini şöyle açıkladı;

KORONA SALGINI SEBEBİYLE İŞTEN ÇIKARMALARDA ARABULUCULUK YÖNTEMİNİN HUKUKİ GEÇERLİLİĞİ     :

 MÜCBİR SEBEP KAVRAMI        :

Gerek hukukumuzda gerek ise Uluslararası hukukta salgın hastalıklar mücbir sebep olarak kabul edilmiştir.

 Mücbir sebep, kişinin faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, kendisinden kaynaklanan bir fiil veya kusurdan meydana gelmeyen, ifanın yerine getirilmesine mutlak ve kaçınılmaz şekilde engel olacak bir durum yaratan, bireysel olarak ortadan kaldırılma olanağı bulunmayan olağanüstü bir olay olarak kabul edilmektedir.

Son dönemde Ülkemizde ve Dünyada etkisini gösteren Covid-19 virüsü salgını, gerek yarattığı ciddi sağlık riskleri, gerek ise bu riskler nedeniyle Devlet otoritesi tarafından alınan bazı kısıtlamalar nedeniyle ekonomik olarak da Devletleri etkilediği gibi her türlü ticaret, sanayi, esnaf, sanat ve meslek işletmelerini de olumsuz etkilemiştir.

 Kısıtlamalar sebebiyle bazı işletmeler kapatılmış, üretim ve tüketim azalmış, dolayısıyla işletmelerin mevcut kapasite ile kısmen yada tamamen faaliyete devam etme olanağı kalmamış, hatta bazı işletmelerin tamamen kapatılmasına karar verilmiştir.

 Salgının işyerlerinde çalışanlara bulaşması ve çalışanların da diğer çalışanlara bulaştırması olasılıkları da mücbir sebep gibi kabul edilen sebeplerdir. 

Son dönemde bu sebeplerle işletmelerce işçi çıkışlarının yapıldığı bilinen bir gerçektir. 

Zorlayıcı sebeplerle işten çıkarma 4857 sayılı İş Kanunun 25/lll. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması.” halinde işveren haklı sebeple işçi çıkarabilecektir. 

Ancak, bu durum işveren için her ne kadar haklı sebeple içi çıkarma sebebi olsa da işverenin işçi çıkarmayı SON ÇARE olarak uygulaması, işçi çıkarmadan önce, fazla çalışmayı kaldırma, kısa çalışma yada yarım çalışma yapma gibi diğer tedbir ve yöntemleri uygulaması gerekmektedir. Aksi durum işçiye diğer şartları mevcutsa işe iade davası açma yada kötü niyet tazminatı talep etme hakkı tanımaktadır. 

İşverenin zorlayıcı sebeplerle işten çıkarmayı işçiye yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir. 

İŞTEN ÇIKARMALARDA ARABULUCULUK YÖNTEMİ      :

6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun yürürlüğe girmesiyle iş uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yöntemi hem dava arştı olarak hem de ihtiyari olarak uygulanmaya başlamıştır. 

6325 sayılı Kanunla getirilen Arabuluculuk yöntemi,    tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri her türlü hukuki uyuşmazlıkta uygulanabilen bir yöntemdir.

İşçilik uyuşmazlıkları da bu anlamda tarafların, yani işçi ile işverenin kendi aralarında serbestçe anlaşabilecekleri bir konu olduğundan, Arabuluculuk Yönteminin, işten çıkarmalarda ve işçilik alacaklarında tarafların ortak iradesiyle bir anlaşma yapılabilmesi hukuken mümkündür

Yapılacak Arabuluculuk Anlaşması, icra edilebilirlik şerhi alındıktan sonra “Mahkeme İlamı” niteliğinde bir belge halini almaktadır. Hatta Arabuluculuk anlaşmasında tarafların avukatlarının da imzasının bulunması halinde bu şerhin alınmasına gerek olmadan “Mahkeme İlamı” niteliğindedir.

 Mahkeme İlamı niteliğinde olması sebebiyle doğrudan ilamlı takip yapılabilmektedir. 

Burada ilk dikkat edilmesi gereken ilk konu ortada irade fesadının, yani tarafların iradesini sakatlayan bir durumun olmamasıdır. Mesela işçinin zorlama uygulanarak işten çıkarılması ve bunun sonradan işçi tarafından ispat edilmesi halinde, işten çıkarma konusunda bir Arabuluculuk Anlaşma Belgesi bulunsa dahi bu anlaşma belgesinin dava yoluyla iptali talep edilebilir.
 
Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise Arabuluculuk Anlaşma Belgesinin bir ibraname olmadığıdır. 

6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/5.maddesinde yer alan,” Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.” Hükmü gereğince, Arabuluculuk Anlaşma Belgesi ile anlaşılan konularda dava açılamayacaktır. 

Arabuluculuk uygulaması özellikle işçilik alacaklarında yerleşmiş gibi görünse de Arabuluculuk işleminin, anlaşmasının, düzenlenecek belgelerin, Kanuna uygun, emsal Yüksek Yargı Karaları ile çelişmeyecek şekilde çok dikkatli yapılması gerekmektedir. 

İş Mahkemeleri ve Yüksek Mahkemeler usulüne uygun yapılmayan Arabuluculuk Anlaşma Belgelerinin iptaline karar verebilmekte, dolayısıyla yapılan Arabuluculuk Anlaşması geçerliliğini kaybetmektedir. 

Bu nedenle hem işverenlerin hem de işçilerin Arabuluculuk işleminin hukuken usulüne uygun şekilde yapılmasına dikkat etmeleri, her Arabuluculuk Anlaşma Belgesinin, her ne kadar bir Arabulucu tarafından yapılmış olsa da, kendilerini güvence altına almayacağını bilmeleri gerekmektedir. 

Arabuluculuk işleminde, irade fesadı, şekil şartları, başvuru, tarafların anlaşma ve işten ayrılma iradeleri, arabuluculuk zamanı ve süresi gibi konular önemli ve Arabuluculuk işleminin geçerliliğini belirleyen konulardır. 

Burada yetkin arabulucu ve yetkin taraf vekili çok önemli hale gelmektedir. İşçi ve işverenlerin Arabuluculuk işlemini mutlaka avukatları aracılığıyla takip etmeleri ve konusunda uzman bir arabulucu ile bu işlemi yapmaları işlemin doğru yapılması bakımından önemlidir.

Arabuluculuk işleminin düşük de olsa bir ücreti olması sebebiyle işverenler, toplu işten çıkarmalarda, yapılacak Arabuluculuk Anlaşma sayısının fazlalığı sebebiyle Arabuluculuk işlemlerini düşük ücretle yapacak Arabulucu aradığı, Arabulucularla pazarlıklar yapıldığı, hatta bazı büyük işyerlerinde belgelerin önceden hazırlanarak doğrudan işçi ve arabulucuya imzalatılma şeklinde işler yapıldığı duyumları alınmaktadır. 

Yine, Arabulucuların da asgari ücret tarifesinin altında ücret teklifini kabul etmek için anlaşma belgelerini Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Sistemine kaydetmedikleri, serbest meslek makbuzu düzenlemedikleri de duyum alınan diğer konulardır. 

Arabuluculuk işlemi, Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Sistemine kaydedilmemiş ise 6325 Sayılı Kanuna uygun olmayan, geçersiz bir işlemdir ve ileride dava açılmasına engel teşkil etmez, ancak adi bir anlaşma yerine geçebilir. 

Yapılan her Arabuluculuk işleminde arabuluculuk ücretini ödeyen taraf serbest meslek makbuzu almaz ise bu durumda da 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre her iki tarafa özel usulsüzlük cezası kesilir, vergi kaybına sebep olan arabulucu ayrıca cezalı olarak vergi öder. 

Adalet Bakanlığı, yapılan arabuluculuk işlemlerinde serbest meslek makbuzu düzenlenip düzenlenmediği yönünde denetimlere başlamış olup Maliye Bakanlığının da yakın zamanda aynı denetimleri yapacağını beklemekteyim. 

Bilinmelidir ki, Arabuluculuk kolay bir meslek değildir, hukuki sorumluluğu çık fazladır. Bu nedenle, öncelikle Arabulucuların hukuka ve kanuna uygun olmayan taleplere alet olmamaları gerekmektedir. Bu konu hukuki bir konu olsa da, netice itibarıyla aynı zamanda vicdani de bir konudur. 

Arabuluculuk Anlaşma Belgesi kanuna ve usulüne uygun yapılmış ise, anlaşılan konularda tarafların ileride dava açma hakkı kalmadığından, işçi ve işverenin çok dikkatli hareket etmesi, arabulucunun da Etik Kurallara uymayan taleplerde görevi kabul etmemesi gerekmektedir."Dedi

Eposta: ozkansaruhan@usak.av.tr
GSM: 0533 347 40 05
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.